Miras hukukuna ilişkin dava ve anlaşmazlık süreçlerinde hukuki danışmanlık sağlayan Manisa miras avukatı meslektaşlar, miras avukatı olarak bilinirler. Miras avukatı olarak faaliyet gösteren uzman avukatlar, miras hukuku konusunda özel eğitim almış ve bu alanda deneyim sahibi olmuşlardır. Miras davaları ve diğer miras hukuku uygulamalarında, Manisa miras avukatı meslektaşlar müvekkillerine profesyonel ve etkili bir şekilde hizmet vermektedirler.

Manisa Miras Avukatı Faaliyet Alanları

Miras hukukuyla ilgili olarak karşılaşılabilecek durumlar oldukça çeşitlidir. Manisa miras avukatı, müvekkillerine hizmet verirken bu çeşitliliği göz önünde bulundurur. Miras hukuku konusunda uzmanlaşan avukatlar, aşağıdaki gibi birçok alanda hizmet sunarlar:

  • Mirasta Denkleştirme (Mirasta İade)
  • Mirasta Tenkis
  • Mirasta İstihkak (Mirasta Hak Ediş)
  • Mirasın Reddi
  • Mirastan Feragat
  • Mirastan Yoksunluk
  • Mirastan Çıkarma
  • İzale-i Şüyu
  • Ölüme Bağlı Tasarrufların Tenkisi
  • Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali
  • Miras Payının Temliki
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenleme
  • Mirasta saklı payın korunması davası
  • Mirasçılık belgesinin hazırlanması
  • Veraset ilamının (Mirasçılık Belgesi) alınması
  • Vasiyetnamenin düzenlenmesi ve yerine getirilmesi
  • Mirasçı atama sözleşmesinin hazırlanması
  • Mirasın Paylaşılması
  • Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin hazırlanması
  • Tereke tespit davasının açılması ve takibi
  • Mirasçılık belgesinin iptali davaları
  • Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma)
  • Saklı payın korunması

Miras davaları oldukça karmaşık olabilir ve hukuki süreçte uzman bir Manisa miras avukatı ile çalışmak, haklarınızı korumak ve adil bir sonuç elde etmek açısından son derece önemlidir.

Manisa Miras Avukatı

Miras Avukatı Görevleri Nelerdir?

Manisa miras avukatı meslektaşlar, müvekkillerinin miras hukukuyla ilgili tüm ihtilaflarında yanlarında yer alarak haklarını koruyan, doğru analizler yaparak riskleri öngören ve hak kayıplarını önleyen hukuki danışman ve avukatlardır. Miras davası sürecinde Manisa miras avukatı meslektaşlar, müvekkillerinin hukuki statülerini doğru tespit ederek menfaatlerini korumakta ve hak kayıplarını önlemektedir.

Manisa miras avukatının görevleri arasında hukuki danışmanlık hizmetleri de yer almaktadır. Müvekkillerinin yalnızca danışmanlık talepleri olduğunda, Manisa miras avukatı öncelikle müvekkillerinin sorunlarını doğru bir şekilde analiz ederek somut uyuşmazlıkları hukuki açıdan çözüme kavuştururlar. Ardından müvekkillerinin sahip oldukları hakları ve ortaya çıkabilecek riskleri tespit ederler ve hukuki görüşlerini sunarlar.

Miras Davasında Avukat Tutmak Gerekir Mi?

Miras hukuku, diğer hukuk alanlarından farklı bir sistematiğe sahiptir. Bu alanda, ölen bir kişinin iradesi yorumlanır ve mahkeme, murisin iradesini re’sen göz önünde bulundurur. Bu nedenle, miras davaları oldukça hassas ve titiz bir muhakemeyi gerektirir.

Doğru muhakeme yapmak yeterli değildir; adil ve hakkaniyetli bir sonuç elde etmek için kanuni dayanaklar ve Yargıtay içtihatları ile desteklenmelidir. Aksi takdirde, mahkeme nezdinde olumlu bir sonuç elde etmek mümkün olmayabilir.

Miras hukuku, ekonomik menfaat yanında, murisin borçlarından dolayı riskler de içerir. Aile içi miras davalarında, Manisa miras avukatı, müvekkillerinin menfaatlerini korumak için hukuki analizler yapar ve müvekkillerinin hak kaybını önler. Bu, ailevi ilişkilerin korunmasına da yardımcı olur.

Miras davası sürecinde, alanında uzman Manisa miras avukatı meslektaşların hukuki desteği alınmadığı takdirde, mirasçılar miras paylarından yoksun kalabilir veya 3. kişiler haksız çıkarlar elde edebilirler. Bu nedenle, miras hukuku alanında uzman bir Manisa miras avukatının hukuki desteği, risklerin öngörülmesi ve müvekkilin menfaatleri doğrultusunda hızlı ve doğru manevraların yapılması için zaruri bir ihtiyaçtır.

Miras Davası Yargılama ve Harç Giderleri

Yargılama masrafları, başvurma harcı, gider avansı ve vekalet ücreti kalemlerinden oluşur. Başvurma harcı, davanın niteliğine göre “maktu” veya “nispi” olarak belirlenir.

Gider avansı, HMK m. 114’te sınırlayıcı olarak sayılan dava şartları arasında yer alır. Gider avansının yatırılmaması durumunda davanın reddi söz konusudur.

Adalet Bakanlığı tarafından “Gider Avansı Tarifesi” başlığı altında yayınlanan masraf avansı, her yıl yeniden değerleme oranına göre belirlenir ve davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılır.

Miras davası ücreti kesin ve net bir tutardan bahsetmek mümkün değildir. Miras davasının türü, dava konusunun gayrimenkul olup olmaması ve miras davasının ne kadar süreceği gibi faktörler, miras davası ücretinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.

Miras Davasında Mahkeme Masraflarını Kim Öder?

Türk hukukunda, hukuk yargılaması masrafları genellikle davacı tarafından ödenir ve daha sonra haksız çıkan tarafa yüklenir. Bu prensip, HMK m. 332 tarafından düzenlenmiştir ve hükümden sonraki yargılama giderleri, ilamın altına yazılarak hangi tarafın ödeyeceği ve miktarı belirlenir.

Manisa miras avukatının baktığı miras davalarında avukat ücretlerinin kim tarafından ödeneceği sorusuna cevap verildiğinde, genellikle müvekkilin karşı tarafı bulunan vekil tarafından vekalet ücretinin ödendiği görülür. Ancak davacının davayı kazanması halinde, kazanan taraf lehine vekalet ücreti belirlenir. Yani davanın sonunda haklı çıkan taraf, haksız çıkan tarafın miras avukatı ücretini de ödemek zorundadır.

Miras davalarında ücretlerin belirlenmesinde, davanın türü, dava konusunun gayrimenkul olup olmaması ve davayı sürdürmek için harcanacak sürenin öngörülememesi gibi faktörler etkilidir. Bu nedenle, kesin bir ücret belirlemek mümkün değildir.

Manisa Miras Avukatı

Manisa Miras Avukatı Ücreti 2023 Yılında Ne Kadar?

Miras davalarında Manisa miras avukatı ücretleri, müvekkil ile avukat arasında belirlenmektedir ve davanın parasal karşılığı, uyuşmazlığın aşaması, süresi ve yapılacak işlemler gibi faktörlere göre değişiklik gösterebilir.

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi, vekalet ücretlerini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, avukatlık sözleşmesi ile belirlenen vekalet ücretleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne bağlıdır.

Türkiye Barolar Birliği her yıl Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ni hazırlar ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylatır. Onaylanan Tarife, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girer. Miras davalarında avukat ücretleri de bu tarifeye göre belirlenir.

Miras davaları için avukat ücretleri, Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl düzenlenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir.

2023 yılı tarifesine göre Manisa miras avukatı meslektaşlar için ödenmesi gereken;

Ortaklığın Giderilmesi ve Taksim Davaları İçinen az 8.900,00 TL
Ortaklığın Giderilmesi için Satış Memurluğunda Yapılacak İşlerin Takibi İçin en az 3,900,00 TL
Asliye Hukuk Mahkemelerinde Takip Edilen Davalar İçinen az 9,200,00 TL
Sulh Hukuk Mahkemelerinde Takip Edilen Davalar İçinen az 5,500,00 TL

Yerel barolar da her yıl tavsiye niteliğinde avukatlık asgari ücret tarifesi yayınlarlar. Manisa miras avukatı meslektaşların Manisa Barosu tarafından yayınlanan tarifenin de dikkate alması gerekir. Bu ücret tarifeleri, avukatların müvekkillerine daha adil ve şeffaf hizmet sunmalarını sağlamak için belirlenir. Ancak net bilgi almak için Manisa miras avukatı meslektaşlara danışılması önerilir.

Manisa Miras Avukatı Ücreti Ne Zaman Ödenir?

Manisa miras avukatının ücreti, işin türüne ve kapsamına göre değişkenlik gösterir. Bazı dava ve işlerde avukatlar peşin ücret alırken, bazıları ise taksitlendirme yapabilir. Miras davalarında ise genellikle başlangıçta bir peşinat alınır ve dava sonucunda kazanılan miktara göre belirli bir yüzde alınır. Ancak her durumun farklı olabileceği unutulmamalıdır ve detaylı bilgi için Manisa miras avukatına danışılması tavsiye edilir.

Manisa En İyi Miras Avukatı Nasıl Bulunur?

Manisa en iyi miras avukatı ifadesi, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek etiği kurallarına ve Avukatlık Kanuna uygun olmadığı için avukatlar arasında kullanılmamaktadır. Ancak, halk arasında miras hukukunda uzmanlaşmış ve deneyimli avukatlar için bu tanımlama sıklıkla kullanılmaktadır.

Miras hukuku alanında hukuki danışmanlık hizmeti almak ve Manisa miras avukatı meslektaşlara ulaşmak isteyen kişilerin Manisa Barosunun web adresi olan https://www.manisabarosu.org.tr/ adresini ziyaret etmeleri lehlerine olur.

Miras Avukatı Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Miras hukuku oldukça özel bir uzmanlık alanıdır ve tam anlamıyla hakim olmak için gerekli olan bilgi, tecrübe ve uzmanlık çok yüksektir. Manisa miras avukatı, yalnızca hukuk kurallarını bilmekle kalmaz, aynı zamanda insanların günlük yaşamı ve genel örf ve adetler hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Çünkü miras davalarında ispat yolları genellikle hayatın içinden gelir. Ayrıca, bu tür davalarda, tarafların genellikle akraba olduğu için, bir avukatın özellikle hassas olması ve insan ilişkileri konusunda uzmanlaşmış olması gerekmektedir. Bu nedenle, miras hukuku konusunda deneyimli ve alanında uzman bir Manisa miras avukatı meslektaşla çalışmanız, davalarınızın başarısı açısından son derece önemlidir.

Mirasçı Kimdir?

Miras hukuku, iki farklı mirasçı türünü tanımlar. Yasal mirasçılar, miras bırakanın yasal kan hısımları, evlatlık, altsoyu ve sağ kalan eşleridir. Bu düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu’nun 495-501. maddelerinde belirtilmiştir.

Atanmış mirasçılar ise, miras bırakanın iradesine göre belirli bir kişiye mirasının tamamını veya bir kısmını bıraktığı kişilerdir. Miras bırakan sadece vasiyetname düzenleyerek bir kişiyi atanmış mirasçı olarak belirleyebilir.

Mirasçıların belirlenmesinde yasal düzenlemelerin yanı sıra miras bırakanın iradesi de önemlidir. Atanmış mirasçılar, miras bırakanın isteği doğrultusunda mirasçı olabilirler. Bu nedenle, bir vasiyetname düzenleyerek istediği kişiyi atanmış mirasçı olarak belirlemek mümkündür.

Muris Muvazaası Davası

Miras bırakanın, hayattayken diğer mirasçılara karşılıksız olarak yaptığı kazandırmalar, miras payında azalmaya neden olabilir. Bu durumda, kazandırılan mirasçılarla eşitlenmek isteyen diğer mirasçılar, denkleştirme davası açarak zararlarını talep edebilirler.

Muvazaalı işlemler, miras hakkına sahip olan kişiler arasında gerçekleştiğinde, miras muvazaası olarak adlandırılır. Bu tür durumlar, özellikle miras bırakanın uzakta yaşayan ve sıkı aile ilişkileri olmayan çocukları arasında daha sık görülmektedir.

Eğer haklarınız ihlal edilirse, miras muvazaası davasını Manisa miras avukatı aracılığıyla tespit yaparak, haklarınızı savunabilirsiniz. Bu şekilde, diğer mirasçılara karşı kazandırılmış mal varlıklarınızın yasal olarak sizinle eşitlenebilmesini sağlayabilirsiniz.

Vasiyetname

Vasiyetname, bir kişinin ölümünden sonra mal varlığının nasıl paylaşılacağını belirlemek için hazırladığı hukuken tanımlanmış bir belgedir. Bu belge, ölüme bağlı tasarruf olarak adlandırılır ve kişinin ölümünden sonra hüküm ifade eder. Vasiyetnameler, üç farklı şekilde hazırlanabilir:

  1. Resmi Vasiyetname: Noterlik tarafından hazırlanan ve kaydedilen vasiyetnamedir.
  2. El Yazılı Vasiyetname: Kişinin el yazısı ile hazırladığı vasiyetnamedir. Bu tür vasiyetnamelerin geçerli olabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
  3. Sözlü Vasiyetname: Kişinin sözlü olarak beyan ettiği vasiyetnamedir. Ancak bu tür vasiyetnamelerin geçerli olabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Vasiyetnameler, mirasçılar arasında çekişmelerin yaşanmasını önleyebilir ve kişinin mal varlığının dağılımında istediği gibi tasarrufta bulunmasına imkan tanır. Ancak vasiyetname hazırlarken dikkatli olunması ve belirli şartlara uyulması önemlidir. İleride telafisi güç hak kayıpları yaşamamanız adına alanında uzman Manisa miras avukatı meslektaşlardan hukuki destek almanız önerilir.

Manisa Miras Avukatı

Miras Sözleşmesi

Miras sözleşmesi, murisin ölümü sonrasında etkili olan bir sözleşmedir ve bir mirasçı veya üçüncü bir kişi ile muris arasında yapılabilmektedir.

Miras sözleşmesi, olumlu miras sözleşmesi ve olumsuz miras sözleşmesi olarak ikiye ayrılır. Olumsuz miras sözleşmesi, aynı zamanda “mirastan feragat sözleşmesi” olarak da bilinir.

Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir. Olumlu miras sözleşmesi ile muris, belirli bir malvarlığı değerini bir kimseye bırakmak yükümlülüğü altına girerken, olumsuz miras sözleşmesinde ise yasal mirasçı, miras hakkından feragat ettiğini beyan eder. Olumsuz miras sözleşmesi  hem ivazlı hem de ivazsız olarak yapılabilmektedir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bir kişinin yaşamı boyunca bakımını üstlenen kişiye belirli bir karşılık vererek yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşme, kişinin kişisel ihtiyaçlarını karşılayamaması durumunda, bakımını üstlenen kişinin kişisel ihtiyaçlarını karşılayarak ve hizmet sağlayarak bakımını üstlenmesine yöneliktir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmedir ve bir tarafın malvarlığını bırakması veya belirli bir malı vermesiyle karşı tarafın bakımını üstlenmesi şeklinde gerçekleşir. Bu nedenle, sözleşme tarafları arasında ivazlı (karşılıklı) bir sözleşme ilişkisi bulunur.

Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesinde Tarafların Yükümlülükleri: Sözleşme kapsamında bakımı sağlayacak olan kişi, ölene kadar kendisine bakım hizmeti sunmak ve bunu en iyi şekilde yapmakla yükümlüdür. Ayrıca, sözleşmede belirlenen hizmetleri yerine getirmekle de sorumludur. Bakımı sağlanacak olan kişiye karşılık, diğer taraf malvarlığının tamamını veya bir kısmını ya da belirli bir malını devretmekle yükümlüdür.

Mirasta İstihkak Davası

Miras sebebiyle istihkak davası, mirasçıların miras hakkını korumak için özel olarak düzenlenmiş bir dava türüdür. Bu davada korunan, mülkiyet hakkı değil, mirasçının mirasın açılmasından sonra fiilen zilyetliğini elde edemediği tereke değerleridir.

Miras sebebiyle istihkak davası, tereke mallarına hak sahibi olan ve bu hakkı gasp edilen yasal ya da atanmış mirasçılar ve haksız zilyet bulunanlar tarafından açılabilir. Dava, tereke malları başka bir yerde olsa bile, murisin son yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde açılır.

Terekenin Tespiti Davası

Miras bırakan kişinin ölümünden sonra mirasçılarına, hangi mal varlıklarının kaldığı yönünde bir bildirim yapılmaz. Bu nedenle, mirasçılar miras bırakanın mal varlıklarını araştırmak zorundadır. Miras bırakanın adına kayıtlı taşınmazlar, banka hesaplarındaki paralar, hisse senetleri ve varsa araçların tespiti için tereke tespiti davası açılması gerekmektedir. Tereke tespiti davası ile miras bırakanın alacakları ve borçları da mahkemece tespit edilir.

Mirasta Tenkis Davası

Miras hukuku, miras bırakanın hayatta iken yaptığı tasarrufların mirasçıların yasal miras paylarını sınırlandırdığı kanun tarafından düzenlenmektedir. Yani, miras bırakanın mirasçılardan birini veya birkaçını mirasından mahrum etme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, miras bırakanın mirasçılarından birinin saklı payını ihlal etmesi durumunda, ihlal edilen mirasçı tenkis davası açarak saklı payına tecavüz edilmesinden kaynaklanan zararlarını talep edebilir. Tenkis davası, miras bırakanın saklı payına tecavüz ettiği tasarruflarının bu oranda indirilmesini ve indirilen kısmın da saklı payına tecavüz edilen mirasçıya tahsis edilmesini konu almaktadır.

Mirasta Denkleştirme (İade) Davası

“Miras denkleştirme”, bir mirasçının, murisin sağlığında yaptığı kazandırmalar nedeniyle yasal mirasçılar arasındaki dengesizliği yeniden düzenlemek için yapılan bir işlemdir.

Denkleştirme için, kazandırma işlemi, ivazsız ve murisin kendi malvarlığından yapılmış olmalıdır. Ayrıca kazandırmanın, miras payı hesabında mahsup edildiğinin muris tarafından açıkça belirtilmiş olması gerekmektedir.

Yasal denkleştirmeye tabi olan kazandırmalar arasında çeyiz, kuruluş sermayesi verme, malvarlığı devri, borçtan kurtarma (ibra) ve benzerleri yer alırken, eğitim masrafları, hediyeler ve evlilik masrafları gibi kazandırmalar yasal denkleştirme dışında kalmaktadır.

Denkleştirme talebi, mirasın paylaşılmasından önce, denkleştirmenin varlığına ve miktarına ilişkin olarak tespit davasının açılmasını gerektirir. Ayrıca mirasın paylaşılması aşamasında da denkleştirme davası açılabilir.

Mirasçı, geri verme yükümlülüğü altındaki kazandırma işlemi için, aldığı değerin miras payından fazla olması durumunda bile, değerinin miras payına mahsup edilmesini talep edebilir. Miras denkleştirme, miras paylaşımı konusunda hukuki çıkarlarınız koruyabilmek için Manisa miras avukatı meslektaşlardan hukuki danışmanlık hizmeti almanız önerilir.

Mirasta Mal Paylaşımı

Miras hukuku, ölen kişinin mal varlıklarının yasada belirlenen kişilere belirli pay oranları nispetinde intikalini ve bunların ne şekilde paylaşılacağını düzenler. Tereke ise miras bırakanın tüm varlıklarına, alacak ve borçları da dahil olmak üzere verilen isimdir. Miras paylaşımı ise miras bırakanın terekesinin mirasçılar arasında bölüşülmesi anlamına gelir.

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen yasal mirasçılar, miras bırakanın kan hısımları, evlatlık ve alt soyu ile sağ kalan eştir. Atanmış mirasçılar ise miras bırakanın özgür iradesi neticesinde belirlediği kişilerdir.

Mirasçılar arasında paylaşım yapılırken, yasal mirasçıların hakları öncelikle gözetilir ve miras bırakanın tasarrufu saklı kalmak kaydıyla paylaşım gerçekleştirilir. Mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda, Manisa miras avukatı meslektaştan hukuki destek alınıp mirasçılar arasında tereke tespiti davası açılarak mahkeme tarafından paylaşım yapılır.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası

Mirasçılar, miras bırakanın vefatından sonra ortaklık halindeki mal varlıklarının paylaşımı konusunda anlaşamazlarsa, ortaklığın sona erdirilmesi için talepte bulunabilirler. Bu durumda, her bir mirasçı Sulh Hukuk Mahkemesi’nde ortaklığın sona erdirilmesi davası açabilir. Ortaklık, malın satışı veya ayrı taksimi yoluyla sonlandırılabilir. Ancak bu karar, malın cinsi, sayısı ve diğer özelliklerine bağlı olarak alınır. Ortaklığın sona erdirilmesi işlemine de bu sebeple denir.

Manisa Miras Avukatı

Veraset İlamı/Mirasçılık Belgesi ve İntikal İşlemleri

Miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçılarının kim olduğu ve pay oranları belirlenerek mal varlıkları üzerindeki ortaklıkları sona erdirilebilir. Mirasçılık belgesi, yani veraset ilamı, bu tespitin yapılmasında önemli bir rol oynar. Belge, noter ya da Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından temin edilebilir.

Ancak, mirasçılar arasında Türkiye’de ikamet etmeyen veya yabancı uyruklu kişiler bulunması durumunda, belgenin noterden temin edilmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda, hasımsız bir dava açarak Sulh Hukuk Mahkemesi’nden belge temin edilir. Mirasçılık belgesi, aksi kanıtlanmadıkça geçerli kabul edilir. Mirasçılık belgesinde yanlış bir bilginin tespit edilmesi halinde, belgenin iptali için bir dava açılması gerekebilir.

Mal varlıklarının mirasçılara intikali işlemi ise “intikal” olarak adlandırılır. Bir taşınmazın intikali için ilgili Tapu Müdürlüğüne başvuru yapılması gerekmektedir. Taraflar, bu süreci bizzat takip etmekle birlikte, bir Manisa miras avukatı meslektaş aracılığıyla da takip edebilirler.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi

Miras bırakanın ölümü sonrasında, mal varlığı mirasçılar arasında elbirliği ile mülkiyeti paylaşılır. Ancak, paylı mülkiyet durumunda hisse oranları belirlidir ve payların devri, rehni ve alacaklılar tarafından haczi mümkündür. Elbirliği mülkiyetinde ise paylı mülkiyetin aksine üzerinde serbestçe tasarruf edilebilecek paylar yoktur. Paylı mülkiyete geçmek için, maliklerin tamamının bir araya gelememesi durumunda paylı mülkiyete dönüştürme davası açılmalıdır.

Mirasın Reddi (Reddi Miras)

Mirasın reddi, yasal veya atanmış mirasçının kendi isteğiyle mirasçılık sıfatından vazgeçmesi anlamına gelir. Bu hakkı kullanmak, miras bırakanın ölümü sırasında yapılabileceği gibi, sağlığında da sözleşme ile gerçekleştirilebilir. Bu beyan, yazılı ya da sözlü olarak sulh hukuk hakimine ulaştığında geçerli olur.

Mirasın reddi beyanı, herhangi bir şekle tabi olmadan kayıtsız şartsız yapılabilir. Ancak, belirli bir oranda miras reddedilirse, bu bir sınırlı reddedilmiş miras olarak kabul edilir. Yasal veya atanmış mirasçılar mirası gerçek veya hükmen reddedebilirler.

Gerçek reddedilmiş miras için, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrendiği andan itibaren üç aylık bir süre içinde mirasın reddi talebinde bulunulması gerekir. Mirasçı açık bir şekilde mirası kabul ederse veya tereke işlerine gereğinden fazla müdahale ederse, bu durum ret süresinin düşmesine neden olur.

Hükmen reddedilmiş miras için ise, miras bırakanın ölüm tarihinde borçları nedeniyle ödeme yapamayacak durumda olduğu resmi olarak tespit edilirse, miras reddedilmiş sayılır. Bu durumda, herhangi bir beyan açıklamasına gerek yoktur ve ret beyanı ölüm anından itibaren geçerlidir. Miras reddi, mirasçılık sıfatını geri almak için bir hak değildir ve temsilci aracılığıyla da gerçekleştirilebilir.

Mirastan Feragat

Miras hukukunda, miras bırakanın vefatı sonrasında mirasçı olacak kişilerin ileride doğacak miras hakkından vazgeçebilmesi mümkündür. Mirastan feragat adı verilen bu kavram, Türk Medeni Kanunu’nun 528-530 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ancak mirastan feragat dışında, miras bırakanın saklı pay mirasçılarının hakları üzerinde tasarrufta bulunması mümkün değildir.

Mirastan feragat sözleşmesi, ivazlı ve ivazsız olmak üzere iki farklı türde yapılabilir. Eğer sözleşme bir bedel karşılığında yapılıyorsa, feragat edenin altsoyu da etkilenecektir ve miras hakkını kaybedecektir. Ancak sözleşme ivazsız yapıldığı takdirde alt soy mirastan feragat eden üst soyun yerine geçerek mirasçı olabilecektir.

Miras hukukunda, mirasçılıktan feragat sözleşmesinin geçerliliği için belirli şartlar bulunmaktadır. Feragat sözleşmesi, miras bırakanın ölümünden önce yapılması durumunda geçersiz sayılır. Ayrıca, feragat beyanı sulh hukuk mahkemesinde yazılı veya sözlü olarak yapılmalıdır. Feragat beyanı, kayıtsız şartsız olmalıdır ve herhangi bir şekle tabi tutulmamalıdır.

Sonuç olarak, miras hukukunda mirastan feragat kavramı ve feragat sözleşmesi önemli bir yere sahiptir. Miras hakkından vazgeçmek isteyen kişilerin dikkatle hareket etmeleri ve bu süreçte Manisa miras avukatı meslektaşlardan hukuki danışmanlık almaları gerekmektedir.

Manisa Miras Avukatı

Mirasçılıktan Çıkarma (Mirastan Iskat)

Mirasçılıktan çıkarma, “evlatlıktan ret” olarak da bilinen bir kavramdır ve mirastan mahrum bırakılabilmektedir. Bu durumda, mirasçı saklı payından kısmen veya tamamen yoksun bırakılabilir. Ancak, mirasçılıktan çıkarılan kişi saklı payının ihlal edildiğini iddia edemez ve tenkis davası açamaz.

Miras bırakanın başka bir tasarrufu yoksa, mirasçılıktan çıkarılan kişinin miras payı, o kişi ölmüş gibi kabul edilir ve varsa altsoyuna, yoksa yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kişinin altsoyu, saklı payını talep edebilir.

Bu nedenle, miras bırakanın ölümü sonrasında mirasçılıktan çıkarılma durumuyla karşılaşan kişiler, haklarını korumak için dikkatli olmalı ve saklı paylarının ihlal edilip edilmediğini belirlemek için Manisa miras avukatına danışmalıdır.

Cezai Mirasçılıktan Çıkarma

Cezai mirasçılıktan çıkarma, Türk Medeni Kanunu’nun 510-512 maddeleri arasında düzenlenmektedir. Kanunda belirtilen sebepler doğrultusunda bir mirasçı, cezai mirasçılıktan çıkarılabilir. Bu sebepler arasında, miras bırakan veya miras bırakanın yakınlarına karşı ağır bir suç işlemek ya da aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemek yer almaktadır.

Ancak, kanun “ağır bir suç” ifadesi ile hangi suçların bu maddeler kapsamına girdiğini açıkça belirtmemektedir. Dolayısıyla, hangi suçların cezai mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak kabul edileceği, somut olaya göre belirlenecektir.

Öte yandan, bir mirasçının herhangi bir kusurlu davranışı, aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi kapsamında değerlendirilemeyecektir. Ancak, kasıtlı ve önemli ölçüde ihlal niteliği taşıyan davranışlar, cezai mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak kabul edilebilecektir.

Bu nedenle, miras bırakanın ölümünden sonra cezai mirasçılıktan çıkarma durumuyla karşılaşan mirasçılar, Manisa miras avukatı meslektaşlara başvurarak haklarını ve durumlarını netleştirmelidirler.

Koruyucu Mirasçılıktan Çıkarma

Türk Medeni Kanunu’nun 513. maddesi, koruyucu mirasçılıktan çıkarma yolu ile sadece miras bırakanın altsoyuna uygulanabileceğini belirtmektedir. Kanun açık bir şekilde altsoyunu belirterek sınırlama getirmiştir. Borç ödemeden aciz sebebiyle mirasçılıktan çıkarma yoluna başvurulabilmesi için kişinin borçlarını ödeyecek yeterli malı bulunmadığına dair alacaklılarının onun aleyhine aciz vesikası alması gerekmektedir. Bu durumda miras bırakan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarının mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülenmesi gerekmektedir. Bu işlem, vasiyetname veya miras sözleşmesi ile yapılabilir.

Mirasın açılması sırasında, borç ödemeden aciz belgesinin hükmünün kalmaması veya belgenin kapsadığı borç tutarının mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmaması durumunda, mirasçılıktan çıkarma iptal edilebilir ve hükümsüz olur. Miras bırakan, alt soyunun saklı payı dışındaki kısım üzerinde tasarrufta bulunmuşsa, alt soy sadece saklı pay ile yetinmek zorundadır.

Miras Davası Kaç Yıl İçinde Açılır?

Öncelikle, miras hakkının sağlıklı bir şekilde kullanılabilmesi için murisin ölümü ve mirasın açılması gerektiğini belirtmek gerekir. Bu nedenle, murisin sağlığında miras davası açılamaz.

Miras davaları, genellikle zamanaşımı sürelerine tabidir. Miras davası türleri için öngörülen zamanaşımı süreleri aşağıda açıklanmaktadır:

  • Mirasçılık belgesinin iptali davası için zamanaşımı süresi bulunmamaktadır, bu nedenle mirasçılık belgesinin iptali her zaman talep edilebilir.
  • Denkleştirme davası, mirasın paylaştırılmasının tamamlanmasından önce açılmalıdır. Denkleştirme talebi, Türk Borçlar Kanunu m. 146’ya göre, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
  • Tenkis davası için iki farklı zamanaşımı süresi vardır. Mirasçıların saklı paylarının ihlal edildiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi bulunur. Ayrıca, murisin ölümünden veya mirasın açılmasından itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi de geçerlidir.
  • Miras sebebiyle istihkak davası için iki farklı zamanaşımı süresi vardır. Davacı, mirasçılık sıfatına sahip olduğunu ve iyi niyetli davalının tereke değerini elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresine sahiptir. Ayrıca, her durumda, murisin ölümü veya vasiyetnamenin açılmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir ve kötü niyetli davalılara karşı 20 yıllık zamanaşımı süresi vardır.
  • Muris muvazaası davası için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmamaktadır.
  • Ölüme bağlı tasarrufların iptali davası için hak düşürücü süreler vardır. Mirasçı, mirasçılık sıfatının ve iptal sebebinin öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye sahiptir. Ayrıca, iyiniyetli davalılara karşı 10 yıllık, kötü niyetli davalılara karşı ise 20 yıllık zamanaşımı süresi vardır.

Miras hukuk kapsamında kanunda öngörülen süreler kesin olmakla birlikte süreleri kaçırmanız durumunda hak kaybı yaşamamanız için alanında uzman Manisa avukat meslektaşlardan hukuki danışmanlık hizmeti almanız tavsiye edilir.

Manisa Miras Avukatı İletişim Bilgileri

Av. Samet Aygün Hukuk Bürosu Adresi: 1. Anafartalar Mahallesi Konuk Caddesi No:40/1 Şehzadeler/Manisa

Manisa Miras Avukatı Telefon Numarası: 0554 676 76 49 

Mesai Saatleri: Hafta içi 08.30 – 19.30 (Mesai saatleri dışı randevu talepleri için ofisimizle ayrıca görüşmeniz gereklidir.)

✅ Manisa Miras Avukati ✅ Manisa Ceza Avukati
✅ Manisa Boşanma Avukati📞 0554 676 76 49
✅ Manisa İcra Avukati✅ Manisa İş Avukati